Hazine eski Müsteşarı Mahfi Eğilmez, büyüme ve enflasyon verilerini kullanarak hazırladığı grafik ile "Türkiye ekonomik krizde mi?" sorusuna yanıt verdi.
Hazine eski Müsteşarı Mahfi Eğilmez, Kendime Yazılar adlı bloğunda yayımladığı " Kriz ve Türkiye" başlıklı yazısında, büyüme ve enflasyon rakamlarının kullanarak Türkiye’nin ekonomik krizde olup olmadığına yönelik değerlendirmede bulundu.
Eğilmez'in konuyla ilgili paylaşımı şöyle oldu:
"Krizin genel tanımı şöyle yapılıyor: Ekonominin temel yapı taşları olarak kabul edilen mal, hizmet, üretim, döviz fiyatları üzerinde kabul edilebilir düzey ve oranların ötesinde yaşanan şiddetli dalgalanmalar.
Benim kriz tanımım biraz daha farklı: Ekonomik kriz; büyüme, işsizlik, enflasyon, faiz, bütçe açığı, cari açık, yerli paranın dış değeri gibi temel göstergelerin yanı sıra geleceğe ilişkin beklentilerin bozulması ve bu bozulmanın belirli bir süre devam etmesi halidir. Bu tanımlardaki kritik soru şudur: Ekonomi, bu sayılan göstergelerin hepsi bozulduğunda mı krizde sayılır yoksa bir veya ikisindeki bozulma ekonominin krizde sayılması için yeterli midir?
Ne kadar fazla sayıda göstergeden söz edersek edelim bir ekonomide kriz durumu olup olmadığını anlamak için daha çok iki temel göstergeye bakılıyor: Büyüme oranı ve enflasyon.
"Ekonomik kriz algısı ülkeden ülkeye değişiyor"
Bu oranlar da ülkeden ülkeye farklı değerlendiriliyor. Mesela Türkiye için yüzde 5 oranında büyüme ideal oran olarak kabul edilmekle birlikte bu oran ABD veya Almanya için çok yüksek, Çin ve Hindistan için düşük kabul ediliyor. Ya da çift haneli enflasyon Türkiye’de bir kriz hali olarak görülmemekle birlikte ABD ve Avrupa için felaket olarak nitelendirilebiliyor.
Ekonomide kriz algılaması ülkelerin durumuna, geleneklere ve kültüre göre farklılıklar gösteriyor.
Aşağıdaki grafik Türkiye’nin son yirmi yılda enflasyon ve büyüme oranlarının gelişimini birlikte gösteriyor.
Kaynak: Mahfi Eğilmez - Kendime Yazılar
Grafiğe göre 2004 ile 2017 yılları arasında Türkiye, dünya geneline göre yüksek, kendi algılamalarına göre normal enflasyonlu bir büyüme içinde görünüyor (I numaralı bölge).
2008 yılında küresel krizin etkisiyle stagflasyona giren ekonomi (A) ertesi yıl bu kez slumpflasyona** girmiş (B).
2018 yılından itibaren başkanlık sistemine geçen Türkiye’de (II numaralı bölge) 2019 yılında yeniden stagflasyon* yaşanmış (B). Bu dönemde 2021 yılında enflasyondaki yükselmeye karşın önce faiz düşürüldü, enflasyon yüzde 80’lere kadar yükseldi, sonra 2023 yılı ortasından itibaren faiz yeniden artırılınca enflasyon düşüşe geçti.
"Türkiye'de kriz algısı büyümenin küçülmeye dönmesiyle başlıyor"
Kasım ayı itibarıyla 12 aylık enflasyon 47,09. Bu orandaki enflasyon gelişmiş ekonomiler açısından kriz hali olarak kabul edilir. Buna karşılık Türkiye’de bir kriz hali olarak görülmüyor.
Bizde kriz olarak kabul edilen durum büyümenin küçülmeye dönüşmesi halidir. Çünkü o zaman işten çıkarmalar başlar, işsizlik oranı artar.
*Stagflasyon: Stagflasyon, ekonomide stagnasyon (durgunluk) ve enflasyonun aynı anda görüldüğü durumu ifade eder. Ekonomide stagflasyon olduğu dönemde piyasa durgunken fiyatlar da yükseliş eğilimindedir.
**Slumpflasyon: Slumpflasyon, bir ülkede yüksek enflasyon olgusuyla birlikte ekonomik küçülmenin bir arada yaşanması anlamına gelir.