TCMB'nin enflasyondaki yukarı yönlü riskleri göz ardı etmediğini belirten uzmanlar, aralıktaki faiz kararı toplantısında ekim ve kasım aylarında açıklanacak enflasyon verileri ile 7 Kasım açıklanacak Enflasyon Raporu'ndaki tahmin ve hedeflerin belirleyici olabileceğini söyledi. TCMB Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını 100 baz puan düşürerek yüzde 40,5'ten yüzde 39,5'e çekti. TCMB'den faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, "Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilmektedir. Enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin bir biçimde ayrışması durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır." denildi. "Takip eden faiz indirim kararlarının büyüklüğü farklı olabilir" Ekonomist Haluk Bürümcekçi ise yaptığı değerlendirmede, Para Politikası Kurulunun makroihtiyati çerçeve ve likiditeye yönelik mesajlarının önceki toplantıya göre değişmediğini ve bu alanlarda temkinli duruşun korunmaya devam edileceğini düşündürdüğünü belirtti. TCMB'nin karar metninde politika faizi adımlarının büyüklüğünün verilere bağlı ve toplantı bazında belirleneceği vurgusunun devam ettiğini dile getiren Bürümcekçi, bu vurgunun sürdürülmesinin, enflasyon görünümünün ara hedeflerden belirgin biçimde ayrışması durumunda para politikası duruşunun sıkılaştırılacağı mesajının, takip eden faiz indirim kararlarının büyüklüğünün gelişmelere göre farklı olabileceğini düşündürdüğünü ifade etti. Bürümcekçi, "Aralık'taki faiz kararının ekim-kasım Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) gerçekleşmeleri ile 7 Kasım'da açıklanacak Enflasyon Raporu tahminlerine bağlı olarak şekilleneceğini düşünüyoruz." dedi. "Metin farklı, karar farklı" Kuveyt Türk Yatırım Araştırma Direktörü Dr. Kutay Gözgör de TCMB Para Politikası Kurulu ekim ayında politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 39,5 seviyesine düşürse de bu adımın aksine karar metninde "şahin" sinyallere yer verildiğini belirtti. Eylül ayındaki karar metninden farklı olarak ekim ayındaki metinde enflasyonun ana eğiliminin yükseldiğinin, dezenflasyon sürecinin yavaşladığının ve risklerin artık belirginleştiğinin net bir şekilde ifade edildiğini dile getiren Gözgör, metindeki en kritik değişikliğin ise indirim adımlarının büyüklüğünün "gözden geçirilecektir" yerine "gözden geçirilmektedir" şeklinde güncellenmesi olduğunu söyledi. Bu değişikliğin, Kurul'un faiz indirim döngüsünü yavaşlatmayı halihazırda aktif olarak değerlendirdiğini gösteren güçlü bir sinyal olarak öne çıktığını ifade eden Gözgör, şunları aktardı: "Bu yeni 'şahin' ton ve veri odaklı yaklaşım, aralık ayındaki yılın son toplantısı için kararı doğrudan enflasyon verilerine bağlamış durumda. Aralık toplantısındaki faiz kararında ekim ve kasım ayı enflasyon verileri belirleyici olacak. Eğer bu iki veri, Merkez Bankasının 'belirginleştiğini' vurguladığı risklerin aksine ılımlı bir seyir izler ve ana eğilimde bir miktar iyileşme sinyali verirse Kurul'un düşük miktarlı (100 baz puan gibi) bir indirim adımına daha yer açması mümkün olabilir. Ancak verilerdeki bozulma devam ederse, ekim metninde sinyalleri verilen faiz indirim döngüsünün 'duraklatılması' seçeneği masadaki en güçlü ihtimal olacaktır." "Merkez Bankası gevşeme sürecine temkinli adımlarla devam ediyor" İntegral Yatırım Ekonomik Araştırmalar Müdürü Seda Yalçınkaya Özer de Merkez Bankasının bu ay da sınırlı bir faiz indirimi yaparak gevşeme sürecini temkinli şekilde devam ettirdiğini söyledi. Böylece faiz indirimlerinin devam edeceği mesajının verilmiş olduğunu dile getiren Özer, enflasyondaki yukarı yönlü risklerin de göz ardı edilmemiş olduğunu ifade etti. Faiz indirimlerinin kademeli olmasının politika duruşunun sıkı kaldığını gösterdiğine işaret eden Özer, "Aynı zamanda bu yavaş tempo, enflasyon hedefinden uzaklaşmaya başladığının farkında olunduğunu gösteriyor. Merkez Bankası temkinli adımlar atıyor." dedi. "Reel sektöre mesaj verildi" Seda Yalçınkaya Özer, Merkez Bankasının ekimde de sınırlı bir faiz indirimi yaparak reel sektöre de bir mesaj vermiş olabileceğini söyledi. Enflasyondaki yukarı yönlü riskler, gıda fiyatları ve beklentilerde oluşan bozulma, dezenflasyon sürecinin yavaşladığının karar metnindeki vurguların en ön sırasında yer aldığını belirten Özer, "Piyasanın ilk reaksiyonunda agresif bir reaksiyon olduğunu söylemek zor. Bankacılık endeksindeki pozitif eğilim hemen hemen aynı düzeyde devam ediyor. Borsa endeksi de yine aynı pozitif düzeyini koruyor. Merkez Bankasının ılımlı faiz indirimi ılımlı bir fiyatlamayla karşılanmış diyebiliriz." ifadesini kullandı. [news_id:789374]