TCMB yarın kritik bir toplantının ardından faiz kararını açıklayacak. Peki, Merkez Bankası’nın faiz kararı borsa için tehdit oluşturuyor mu? İşte uzmanların konuyla ilgili yorumları..
Dolar, borsa ve altın yatırımcıları, eylül ayında politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 30 seviyesine yükselten TCMB’nin ekim ayı faiz kararını beklemeye başladı.
Merkez Bankası’nın kritik toplantısından çıkacak karar, yarın saat 14.00'te açıklanacak. Açıklanacak kararın, başta döviz kurları olmak üzere altın ve borsada da derin etkiler yaratma potansiyeli bulunuyor. Bu sebeple yatırımcılar da dört gözle TCMB’den çıkacak kararı bekliyor.
Diğer tüm değişkenler sabitken, faizlerin artırıldığı bir ortamda döviz kurlarında ve borsada düşüş yaşanması, tersi bir senaryoda ise yükselişlerin hızlanması beklenebilir.
Yukarıdaki grafikte yer alan beklenti ve faiz kararı arasındaki makasın açıldığı dönemler ise finans piyasalarında oynaklığın arttığı dönemler olarak kayıtlara geçmişti.
Buna göre haziran ayı PPK toplantısında beklentinin karşılanamaması sonrasında hem dolar/TL, hem de BIST 100 endeksinde sert yükselişler yaşanmıştı.
TCMB’nin beklentileri aşarak piyasaları şaşırttığı ağustos toplantısındaki faiz kararı ise dolar/TL'de 2 TL'ye yakın düşüş yaşanmasına yol açmıştı. Bu dönemde beklentilerin aksine borsada ise primli bir seyir izlenmişti.
Bu toplantıda TCMB ise piyasa beklentisi 250 baz puan artış olmasına karşın, politika faizini 750 baz puan artırarak yüzde 25'e çıkarmıştı. Karar metninde, parasal sıkılaşma sürecinin devam ettiği vurgusu yapılırken, enflasyondaki yukarı yönlü seyrin devam edeceği mesajı verilmişti. Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış ve turizm gelirlerinin cari işlemler hesabına desteğine de değinilen toplantı özetinde fiyat istikrarının altı çizilmişti. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’te sosyal medya hesabından, kararlıyız, fiyat istikrarı önceliğimiz açıklamasında bulunmuştu.
Bu faktörler ise borsadaki yükselişi destekleyen temel katalizörler olmuştu. Geçmiş verilerden görüleceği üzere finans piyasalarındaki değişimi açıklayabilmek için tek bir faktör yeterli olmuyor, diğer pek çok gelişme de finans piyasaları üzerinde etkili olabiliyor.
"Borsadan kaçıp mevduata gidecek bir ortam yok"
Ancak, Merkez Bankası’nın faiz artırımlarına paralel olarak mevduat faizlerinde yaşanan yükseliş, son yıllarda borsaya akın eden yatırımcıların bir kısmının mevduata dönebileceği endişelerini de beraberinde getirdi.
Mevduat faizlerinin yüzde 50 seviyelerine yaklaşmasının Borsa İstanbul için risk oluşturabileceğini ancak şu anda borsadan kaçıp mevduata gidecek bir ortam olmadığını dile getiren Allbatross Portföy Fon Yöneticisi Filiz Özcan ise 2024 yılında pozitif reel getiriden söz edilebileceğini, bunun da yabancı yatırımcı için uygun ortamı oluşturacağını söyledi.
Özcan ayrıca kısa vadeli faizlerin yükseliyor olmasının aslında ilerleyen dönemlerde uzun dönemli faizleri aşağı çekecek bir ortamı hazırlayacağını, o yüzden borsadan tamamen vazgeçmemek gerektiğini belirterek, “2024 yılının ilk altı ayına kadar olan süreci borsa tarafında temkinli ama geri çekilmeleri biriktirme yeri olarak değerlendirildiği bir dönem olarak görmek gerekir. Çünkü yabancı girişi tekrar başlarsa çok önemli bir fon akımından bahsedebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.