31 Mart 2024 yerel seçimlerinin ardından haftanın ilk işlem gününe yükselişle başlayan dolar kuru hem bankalararası piyasada hem de fiziki piyasalarda sert bir düşüş yaşadı.
Yeni haftaya bankalararası piyasada 32,42 liradan başlayan dolar kuru, saat 15.52 itibarıyla yüzde 1,34 düşüşle 31,96 liraya geriledi.
Fiziki piyasalarda ise düşüşün etkileri daha sert oldu. Buna göre Kapalıçarşı’da düşüşün yüzde 3’ü aşması sonrasında dolar, fiziki piyasalarda 31,80 liradan işlem görmeye başladı.
Eski TCMB Başekonomisti Hakan Kara ise konuyla ilgili şunları kaydetti:
"Dolar kurunun aşağıdaki hareketine anlam vermek için piyasadaki haber akışını inceledim ama pek bir neden bulamadım. Tamam, ben de TL'de biraz değerlenme beklerdim, bu şaşırtıcı değil, ama neden hareket tam 14:40'ta başlıyor anlayamadım."
Kaynak: Hakan Kara - X
Ne olmuştu?
Dün gerçekleşen yerel seçimlerin ardından CHP, 35 yılın ardından 1'inci parti konumuna gelirken; AK Parti 2'inci parti, Yeniden Refah Partisi ise 3'üncü parti olmuştu.
Seçim sonrası, ekonomi politikalarında ve yönetiminde bir değişiklik olup olmayacağı piyasaların gündemindeki temel konu olurken, ekonomistler ise politikada bir değişiklik beklemediklerini duyurdu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise dün gece Ankara'da yaptığı balkon konuşmasında, "Enflasyon başta olmak üzere ekonomi programımızın sonuçlarını yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız" mesajını verdi.
Goldman Sachs analistleri de seçim sonrası yayımladığı ilk değerlendirmede, Türk lirası için olumlu bir performans beklediğini ifade etti.
Ekonomim’den Şenay Zeren’e konuşan uzman isimler ise seçim sonrasına ilişkin görüşlerini şöyle aktardı:
Cemal Demirtaş - Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı
Yerel seçimlerde, CHP’nin net zaferinin ardından hem CHP Genel Başkanı Özel hem Cumhurbaşkanı Erdoğan yapıcı yorumlar yaptı. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl yapılan genel seçimlerin ardından dün itibarıyla yerel seçimlerin de geride kaldığını ifade etti ve kazananın demokrasimiz olduğunu, sonuçların beklentilerinin altında kaldığını ve bundan gereken dersleri çıkaracaklarını ve önümüzdeki dönemde 4 yıl sonra olacak seçimlere yönelik çalışmalarını yapacaklarının altını çizdi. Bu beyanlar ışığında, hükümetin ana gündeminin, önümüzdeki günlerde de ekonomi olacağını ve hükümetin orta vadeli ekonomi programına bağlı kalacağını anlıyoruz.
Önümüzdeki dönemde, enflasyonla mücadele, mâli ve parasal politikalar, yabancı sermaye girişleri ve global ekonomideki trendler, piyasaların yönünü bulmasında belirleyici olacaktır. Hükümetin, rasyonel politikaları devam ettireceği beklentisiyle, özellikle yerel seçimler öncesi baskı altında olan borsanın da yeniden yukarı yönlü harekete başlayacağını ve seçici olarak temeli kuvvetli olan hisselerden dengeli bir portföyün oluşturulmasını makul görüyoruz. Parasal sıkılaştırma sürerken, faizler bir süre daha yüksek seyrederken, TL varlıkların cazip olmayı sürdüreceğini, TL’nin dövize göre reel değer kazanmaya devam edebileceğini düşünüyoruz.
Serdar Pazı - Ekonomist
Haftanın açılışında, endekste gelen tepkinin kısa soluklu kalması ve dolar kurunda da Kapalıçarşı ile bankalararası piyasa arasındaki farkın daralması dikkat çekiciydi. Seçim belirsizliğinin ortadan kalkması ve balkon konuşmasında mevcut politikalara devam edileceğine dair verilen mesajlar, kısa vadeli düşünen ve seri hareket eden yabancı yatırımcıyı cezbedebilir. Ancak orta-uzun vadeli olarak Türkiye'nin önündeki sorunların çözümü, para politikasına aynı şekilde mali politikaların da eşlik etmesi ile mümkün. Bu yönde atılacak olası adımlar piyasanın takibinde olacaktır. Seçimlerden sonra nispeten sakin piyasa reaksiyonunda, bu durumun etkili olduğunu düşünüyorum
Murat Özsoy – Biz Finansal Danışmanlık Kurucusu
Yerel seçim sonuçlarını, ekonomik faktörlerin siyasi dengeleri değiştirmiş olması şeklinde yorumluyorum. Sonuçların ekonomiye ve piyasalara olan etkileri daha çok yabancı yatırımcıların Türkiye’deki siyasi görünümün geleceğine ilişkin nasıl bir beklenti içine girecekleri ile alakalı olacaktır. Yakın zamanda yayınlanacak yabancı yatırım banka raporlarının Türkiye ile alakalı yorumlarını da bu açıdan oldukça kritik görüyorum. Eğer mevcut ekonomi yönetimi enflasyon ile mücadelede yolundan şaşmaz ve siyasi iktidar kısa vadede erken seçim beklentilerine göğüs gerebilirse, yerel seçim sonuçları ekonomik görünüm üzerinde belirgin negatif bir etki yaratmaz. Bu konuda dün Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın mevcut OVP ve 12. Kalkınma Planı’nın kararlılık ile uygulanacağını söylemesi de bu açıdan oldukça önemliydi.
Piyasalarda TL’nin dolara karşı değerinde düşüş hızı artacaktır, ancak aniden bir devalüasyon türünde aşırı hızlı bir kayıp beklemiyorum. Bugün riskli varlıklar tarafında pozisyon almaktan ziyade bekleyip görmek daha yerinde olacaktır. Enflasyon ile mücadelede sıkı para politikası duruşu devam edecektir; ancak yine de yüzde 50 civarında bir yıl sonu enflasyonu ile karşılaşacağımızı düşünüyorum. Mayıs ayından sonra baz etkisi kaynaklı kendiliğinden bir dezenflasyon süreci başlayacağı için Merkez Bankası’ndan yeni bir faiz artışı beklemiyorum. Bütçe dengesinin tutturulabilmesi için yeni zamlar gelecektir. Yılın ikinci yarısı için de emekli maaşları ile yeni bir düzenleme yapılacaktır. Tüm ekosistem içerisinde bu seçim sonuçlarından en büyük faydayı sağlayacak kesim emekliler olacaktır. Yılın ikinci yarısında emekli maaşlarına ilişkin düzenlemeler olacağını düşünüyorum.