Bloomberg, Suudi Arabistan ile depo alım işleminin sonlandırılmasının ardından yeni ekonomi ekibiyle birlikte Türkiye'ye yabancı yatırımcı ilgisinin ve döviz rezervlerini borç almadan yenilediğine olan güvenin arttığını yazdı.
TCMB, dün erken saatlerde Saudi Fund for Development ile gerçekleştirilen 5 milyar dolar tutarındaki depo alım işleminin karşılıklı mutabakat ile sonlandırıldığını bildirmişti.
Bakan Şimşek ise TCMB'nin Suudi Arabistan kararı sonrası yaptığı açıklamada, dış yükümlülükleri azalttıklarını açıklamıştı.
Bloomberg ise Suudi Arabistan ile depo alım işleminin sonlandırılmasının ardından yeni ekonomi ekibiyle birlikte Türkiye'ye yabancı yatırımcı ilgisinin ve döviz rezervlerini borç almadan yenilediğine olan güvenin arttığını yazdı.
"Bu güven işareti"
İlgili habere göre yerli yatırımcılar 31 Mart yerel seçimlerinden bu yana yatırımcıların döviz cinsinden kayıplarını telafi etmeyi vaat eden devlet destekli hesaplardan 11,5 milyar dolar çekerken, Türk hisse senetlerine ve devlet borçlarına yabancı portföy akışı 18 milyar dolara ulaştı.
RBC BlueBay Asset Management stratejisti Tim Ash ise bunun güven işareti olduğunu belirterek, “Türkiye, net rezervlerinin artık pozitif olmasıyla çok daha iyi bir pozisyona doğru ilerliyor" dedi.
Bloomberg ayrıca Merkez Bankası'nın sadece ikinci çeyrekte rezervlerine yaklaşık 80 milyar dolar eklediğini hesapladı.
Öte yandan temmuz ayı başı itibarıyla, ticari kreditörlerle yapılan takaslar hariç net rezervler, mart ayındaki yerel seçimlerden önce kaydedilen yaklaşık eksi 60 milyar dolardan yaklaşık 15 milyar dolara yükseldi.
Carry trade riski hala masada
Yine de, carry trade* işlemlerinde olası bir gevşeme ya da yabancı para birimlerine yönelik yerel ilginin yeniden artması para otoritesini zorlayabilecek bir gelişme olarak gösterilen haberde, politika faizini yüzde 50 olarak belirleyen Merkez Bankası’nın enflasyonu kontrol altına almak ve TL varlıklarını cazip tutmak için sıkı para politikasına yönelik hamlelerini sürdürmesi gerektiğine dikkat çekildi.
*Carry trade faiz oranlarının nispeten düşük olduğu yerlerde borçlanma ve daha sonra bu parayı Türk lirası gibi daha yüksek faiz oranları sunan para birimlerindeki araçlara dönüştürme uygulamasını ifade ediyor.
