Kabine toplantısında ticari hayatı zehirleyen fırsatçılık sorununa karşı tedbirlerin masaya yatırıldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Vatandaşın rızkına göz dikenlere göz açtırmamakta kararlıyız.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı sona erdi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı, yaklaşık 3 saat 50 dakika sürdü.
Toplantı sonrası kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle oldu:
"Ekonomiden güvenliğe, dış politikadan ticarete pek çok konuyu istişare ettiğimiz bir kabine toplantımızı daha tamamlamış bulunuyoruz. Kabine toplantımıza katkı veren tüm bakanlarımıza ve bürokratlarımıza teşekkür ediyor, aldığımız kararların ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Bölgemizde her gün bir yenisi patlak veren krizlere rağmen Türkiye’nin refahı, huzuru, güvenliği için koşturmaya devam ediyoruz.
Yine açılışlar, toplantılar ve ziyaretlerle dolu bir üç haftayı daha geride bıraktık. 13 Eylül tarihinde, mensubu ve mezunu olmaktan her zaman iftihar ettiğim Marmara Üniversitesi Recep Tayyip Erdoğan Külliyesi’nin açılışını gerçekleştirdik. Marmara Denizine hakim 2,5 hektarlık arazi üzerinde, toplam 12 milyar liralık yatırımla hayata geçirdiğimiz külliyemizin, üniversitemize ve tüm öğrencilerimize hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bir buçuk asra yaklaşan tarihinde Türkiye’ye büyük hizmetlerde bulunmuş nice insan yetiştiren Marmara Üniversitemize böyle bir eseri kazandırmak, şahsım için ayrı bir bahtiyarlık kaynağıydı. Bugün bir kez daha üzerimde hakkı olan hocalarımı şükranla yad ediyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı ömürler niyaz ediyorum.
"ABD'de verimli görüşmeler yaptık"
Birleşmiş Milletler 79’uncu Genel Kuruluna iştirak etmek üzere gittiğimiz New York’ta, 4 gün boyunca oldukça verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Düşünce kuruluşlarından Türk-Amerikan toplumu temsilcilerine… Uluslararası yatırımcılardan, devlet ve hükümet başkanlarına kadar çok çeşitli kesimlerle bir araya geldik.
Bu kapsamda; İran, Sırbistan, Ukrayna, Maldivler ve Gine Bişau Cumhurbaşkanları, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı, Kuveyt Veliaht Prensi, Arnavutluk, Pakistan, Irak, Lübnan, İtalya, Almanya, Hollanda, Yunanistan ve Ermenistan Başbakanları, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı ile verimli istişarelerimiz oldu. 2021 yılında hizmete açtığımız Birleşmiş Milletlerin tam karşısındaki Türkevi binamız, bu yıl da görüşmelerimize ev sahipliği yaptı.
Birleşmiş Miletlerle birlikte Türkevimiz de küresel diplomasinin nabzının attığı merkezlerden biri haline geldi.
New York’u her ziyaretimizde, görenleri kendine hayran bırakan böyle bir eseri ülkemize kazandırmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
"Küresel barış ve güvenlik '5 ayrıcalıklı' ülkenin keyfine bırakılamaz"
24 Eylül Salı günü, Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna hitap ettim. Hitabımda, İsrail’in Gazze halkına uyguladığı soykırım başta olmak üzere bölgemizdeki çatışmalara ve zulümlere özellikle dikkat çektim.
Küresel barış ve güvenliğin “5 ayrıcalıklı” ülkenin keyfine bırakılmaması gerektiğini “Dünya 5’ten Büyüktür” şiarımızla tekrar ifade ettim.
Yine konuşmamızda Türkiye’nin dış politika vizyonuna dair kapsamlı bir ufuk turu yaptık. Tüm görüşmelerimde, yaklaşan kış mevsimi öncesinde, insanlık olarak, Filistin halkına yönelik yardımlarımızı artırmamız gerektiğini dile getirdim. Gerek Genel Kurul salonunda, gerekse daha sonraki görüşmelerimizde aldığımız tepkiler son derece olumluydu. Verdiğimiz mesajlarla bir kez daha insanlığın ortak vicdanına tercüman olduğumuzu gördük. Türkiye bugün, özgürlük için, adalet için, hak ve hakkaniyet için mücadele eden tüm mazlumların küresel platformdaki sesi haline gelmiştir. Bundan, ülkemiz ve milletimiz adına onur duyuyoruz.
Biz, New York’tayken İsrail, Lübnan’a yönelik saldırılarını daha da artırdı. Son iki haftada İsrail’in saldırılarında, aralarında çok sayıda çocuğun da olduğu bini aşkın Lübnanlı hayatını kaybetti. İsrail saldırılarında vefat eden tüm kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyor, Lübnan halkına tekrar taziyelerimi iletiyorum.
"Bölgeye tıbbi malzeme gönderdik"
Lübnan Başbakanı Mikati’yle görüşmemizde Türkiye’nin güçlü desteğinin yanlarında olduğunu çok net biçimde söyledim. İlk etapta acil ilaç ve tıbbi malzeme yardımımızı bölgeye süratle gönderdik. 30 ton insani yardım malzemesi çarşamba günü Beyrut’a ulaştı. Güvenlik şartları elverdiği ölçüde yardımlarımızı devam ettireceğiz.
Tabii İsrail’in sivil-asker ayrımı gözetmeden sürdürdüğü saldırılara bağlı olarak, Lübnanlı kardeşlerimizin ihtiyaçları da katlanarak artıyor. Şimdiden yüz binlerce sivil yerlerinden edildi. Milletimizin yüz akı olan sivil toplum kuruluşlarımız, zor koşullara rağmen sahadalar; insani yardım noktasında ellerinden geleni yapıyorlar. Biz de İsrail’in saldırılarını durdurması için diplomatik temaslarımıza hız verdik.
Dışişleri Bakanımız, MİT Başkanımız ve diğer yetkililerimiz bu noktada muhataplarıyla yoğun temas halinde. Uluslararası toplum İsrail’in tüm bölgeyi ateşe atan bu haydutluğuna daha fazla sessiz kalamaz. Şayet Güvenlik Konseyi gerekli iradeyi göstermezse, Genel Kurul’un “1950 tarihli Barış İçin Birlik Kararında” olduğu gibi kuvvet kullanma tavsiyesinde bulunma yetkisi süratle devreye alınmalıdır.
Bugün Filistin ve Lübnan’a sahip çıkmak, insanlığa sahip çıkmak; barışa, farklı inançların bir arada yaşama kültürüne sahip çıkmak demektir. Bugün İsrail, katliam politikalarıyla nesiller boyu devam edecek husumet tohumları serpmekte; ona destek verenler de bu suça ortak olmaktadır. İsrail, dozunu artırdığı devlet terörüyle sadece uluslararası hukuka olan inancı değil, kendisine destek veren ülkelerin itibarını da yok etmektedir.
"Zulme asla rıza gösteremeyiz"
Gözünü kan ve nefret bürümüş bir avuç radikal siyonist, bölgemizi ve tüm dünyayı ateşe atmaktadır. Açık söylüyorum, biz bu zulme, bu barbarlığa asla rıza göstermeyiz. Siyonist lobinin şahsımızı hedef alan hadsizliklerine de boyun eğmeyiz.
Ne pahasına olursa olsun bugüne kadar hakkı haykırmaktan çekinmedik, hiçbir zaman da çekinmeyeceğiz. İslam alemini ve dünyanın vicdan sahibi tüm ülkelerini bu modern barbarlığa karşı birleşmeye davet ediyorum. İsrail’e karşı “insanlık ittifakının” kurulmadığı her gün, bilinmelidir ki, tehlike daha da büyüyecektir. İsrail’in uyguladığı mezalimin yol açtığı sorunlar, eninde sonunda herkesin kapısını çalacak. Tıpkı DEAŞ gibi, tıpkı YPG saflarında kan döken yabancı teröristler gibi İsrail’in saldırılarının etkileri katliamı tribünden seyredenlere de ulaşacak.
Türkiye olarak, insanlığın aynı yanlışa tekrar düşmesini istemiyoruz. Müslüman, Musevi, Hristiyan demeden bölgemizdeki herkesin huzuru için uluslararası toplumu ve İslam alemini harekete geçmeye çağırıyoruz.
"Düzensiz göçe karşı sınır ötesinde tedbirlerimizi alıyoruz"
Bugünkü kabine toplantımızda İçişleri Bakanımızın, Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın ve Ticaret Bakanımızın sunumlarını dinledik.
Göç yönetimiyle ilgili yürütülen çalışmaları kapsamlı bir şekilde ele aldık. Düzensiz göçü kaynağında engellemeye dönük çabalarımız sürüyor. Ülkemizdeki sığınmacıların güvenli, onurlu ve gönüllü geri dönüşlerine dair eylem planımızı, tüm paydaşlarla istişare içinde oluşturuyoruz.
Her zaman söylediğimiz gibi; bu ülkeye bir daha Boraltan Köprüsü utancını yaşatmadan, kardeşlik hukukumuza halel getirmeden, ülkemizin ticari ve ekonomik çıkarlarına zarar vermeden bu hassas süreci çok boyutlu bir şekilde yönetiyoruz.
Yeni düzensiz göç akınlarına karşı tedbirlerimizi de sınır ötesinde alıyoruz. 12’nci Kalkınma Planımızla uyumlu olarak hazırlanan Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejimizi yakında kamuoyumuzla paylaşacağız.
"Fahiş fiyata asla göz açtırmayacağız"
Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, Doğu Karadeniz ve Konya Ovasına özel olarak odaklanacağız. Bu bölgelerimizde sulama yatırımlarını tamamlamayı, akıllı tarım uygulamalarına hızla geçmeyi, kırsal ekonomileri çeşitlendirmeyi ve turizm gelirlerini artırmayı hedefliyoruz.
Özel sektörümüz için “Yerel Kalkınma Hamlesi” teşvik programını da önümüzdeki haftalarda ilan edeceğiz. Bugün ayrıca ülkemizin ticari hayatını zehirleyen fırsatçılık sorununa karşı aldığımız tedbirleri masaya yatırdık. Vatandaşın rızkına göz dikenlere göz açtırmamakta kararlıyız.
Fahiş fiyat artışı yapanlar ile etiket oyunlarıyla milletimizi kandırmaya çalışanlara karşı denetimlerimizi daha da sıkılaştıracağız. Pek çok sektörde tamahkarlıktan kaynaklı fiyat köpüğünün yavaş yavaş ortadan kalktığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde bu daha da hızlanacaktır. Bu duygularla toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyor; bir kez daha hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum."