Deloitte Türkiye, "Kovid-19 Sonrası Çalışma Hayatının Geleceği Raporu"nu yayımladı.
Deloitte Türkiye'den yapılan açıklamaya göre, tüm şirketleri ve çalışanları yakından ilgilendiren yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası yeni çalışma hayatıyla ilgili merak edilen tüm konuların ele alındığı raporda, iş dünyasının neleri beklediğinin yanı sıra neler yapması gerektiğiyle ilgili de ipuçlarına yer verildi.
Rapor, 4 ay boyunca yüzlerce şirket sahibi, yöneticileri, çalışanları ile birebir görüşmeler gerçekleştirilerek hazırlandı. Raporda, salgının başlangıcından itibaren kurumların ve çalışanların nasıl bir deneyim yaşadığı, normalleşme sürecinde nelere odaklandıkları ve ilerisi için nasıl planlar yaptıkları "Cevap Verme-İyileşme ve Gelişme” başlıkları altında üç farklı evrede işlendi.
"Karar alma süreçleri dinamik işletilebilmeli"
Açıklamada görüşlerine yer verilen Deloitte İnsan Yönetimi Hizmetleri Lideri Cem Sezgin, yaşanılan süreçte tüm dünya ve çalışma hayatının adeta koca bir laboratuvara dönüştüğüne, kurumların ve çalışanların da denekler haline geldiğine, bununla birlikte herkesin bu süreçten önemli dersler çıkardığını belirtti.
Bundan sonra böylesi olağanüstü değişimlerin etkileri karşısında çok daha hazırlıklı olmanın hedeflenmesi gerektiğini vurgulayan Sezgin, "Bu salgından her şirket kendi gerçeklerinin şekillendirdiği sınırları içerisinde etkilendi. İşin geleceğini şekillendiren üç ana başlık olan iş, işgücü ve iş yeri ile ilgili belirli inisiyatifleri daha önce hayata geçirmiş şirketler, iş sürekliliğinde ve Kovid-19'un yarattığı olumsuz koşulları yönetmede görece daha başarılı oldular. Bu kurumlar, işin geleceğini sanal kaynaklar, teknoloji ve yeni davranış kalıpları ile destekleyen şirketlerdi. Bu şirketler iş denildiğinde gittiğimiz bir fiziki mekanı değil, yaptığımız şeyi kast ediyorlardı." ifadelerini kullandı.
Sezgin, Kovid-19 döneminde popüler hale gelen kriz masalarını, dönemsel değil sürekli işleyen yapılar haline getirmenin önem kazanacağını belirterek, bunların yeterli olmayacağını, karar alma süreçlerini dinamik işletebilmenin ancak büyük veri, analitik ve teknolojiden faydalanarak mümkün olabileceğini kaydetti.
"Kovid-19 yepyeni bir sayfa açtı"
Cem Sezgin, Kovid-19'un bilgileri analiz etmeye ihtiyaç duyulan yepyeni bir sayfa açtığını belirterek, "Sürekli değişen çalışma hayatı koşullarının işgücü üzerindeki etkilerini hızlı bir biçimde ölçme ve tahmin etmede elimizi kuvvetlendirecek araçlara ve veriye ihtiyacımız artacak; ancak bazı çalışan bilgilerine erişebilmek istediğimizde etik ve kişisel bilgilerin mahremiyeti gündeme gelecek." ifadelerini kullandı.
Sezgin, dış kaynak ve kitle kaynağa yönelim, otomasyon, süreli kontratlar ve yarı zamanlı çalışma gibi alternatif işgücü modellerini bütünsel olarak ele almanın ve yetkinlik gereksinimlerinin hangi alanlarda, nasıl ve ne kadar değiştiğini tespit etmenin dönüşümün reçetesi olduğuna dikkati çekti.
"Ofislere Dönüş" ve "Kalıcı Olarak Uzaktan Çalışmaya Geçiş"'e ilişkin Sezgin, şunları kaydetti:
"Daha iki ya da üç ay önce beyaz yakanın bir numaralı gündeminin evden çalışma olduğunu, şimdi ise hararetli bir şekilde ofise dönüşü konuşuyoruz. Oysa yasal kısıtlamaları bir kenara koyarsak, bazı sektörlerde işin doğası gereği eski usulde çalışılmaya devam ediliyor. Bu durum, özellikle üretimin durmadığı şirketlerde işlerinin başında olan mavi yakalı çalışanlar için geçerliydi. Bir de hibrit modeli uygulayanlar vardı. Bir kısım çalışan şirkete gitmeye devam ederken, bir kısım evden çalışıyordu. Normalleşmenin şekil aldığı bu dönemde, herkesi ilgilendiren öncelikli konu evden çalışanların ofise ne zaman ve ne şekilde dönecekleri oldu."
Sezgin, ofislere dönüş ve kalıcı uzaktan çalışma modeline geçiş bir arada konuşurken, kısa ve orta vadeli yaklaşımlar ile uzun vadedeki stratejilerin ayrıştırıldığında, fiziki ve sanal iş ortamları arasındaki etkileşimlerin kurgulanmasının faydalı olacağı değerlendirmesinde bulundu.
(AA)