(DHA)- Ekonomist üç isim, Türkiye’nin güncel iktisadi görünümünü değerlendirerek beklentilerini açıkladı. Prof. Dr. Emre Alkin ve Prof. Dr. Işın Çelebi, GSYH’nın 2020’de yüzde 4-5, Dr. Mahfi Eğilmez ise yüzde 3.5 büyüyeceğini öngördü.
Altınbaş Üniversitesi'nce düzenlenen "Çarşamba Buluşmaları-Ekonomi Söyleşileri"nde bir araya gelen Prof. Dr. Emre Alkin, Prof. Dr. Işın Çelebi ve Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye ekonomisi 2020 tahminlerini ve ekonomideki son gelişmeleri açıkladı. Programda konuşan Altınbaş Üniversitesi Öğr. Üy. Prof. Dr. Emre Alkin, göstergelerin ekonomide geçen yıla göre canlanmaya işaret ettiğini belirterek sanayi üretiminin istikrarlı biçimde arttığını ifade etti. Dayanıklı tüketim mallarının üretimindeki artışın çok güçlü olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Alkin, reel sektör güven endeksinin de ocak ayında düştüğünü söyledi. Prof. Dr. Emre Alkin, Türkiye ekonomisinin 2020’de yüzde 4-5 oranında büyüyeceği tahmininde bulundu.
“KÜRESEL TİCARETİN 2020 YILINDA ARTMASI BEKLENİYOR”
Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı olan bütçe açığının büyüdüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Emre Alkin, tütünden alınan verginin artmaya devam ettiğini söyleyerek alkol ve tütünden alınan vergilerin kurumlar vergisinin üzerinde olduğunu vurguladı. Türkiye’de kamu, özel ve hane halkının toplam borcunun yüzde 105’e yükseldiğini belirten Prof. Dr. Alkin, bu durumun uzun vadede risk yaratabileceğine işaret etti. Dünya ekonomisinin de 2020’de büyümeye devam edeceğini öngören Prof. Dr. Emre Alkin, “Küresel ticaretin 2020’de hem miktar hem değer bazında artması bekleniyor” dedi.
ABD Merkez Bankası Başkanı Powell’ın, çok düşük faizin şirketlerin kar etme motivasyonunu azalttığı yönündeki sözlerini hatırlatan Prof. Dr. Emre Alkin, “Amerika’da düşük faize rağmen kamu borcu artıyor. Her resesyondan sonra Amerika’da izlenen parasal gevşeme politikasının süresinin uzadığını görüyoruz. Ancak izlenen politikanın ekonomik büyüme üzerinde eskisi kadar etkili olamadığını da görmekteyiz” diye konuştu.
“AVRUPA’DA EKONOMİK TOPARLANMA UZUN SÜRECEK”
Altınbaş Üniversitesi Öğr. Üy. Dr. Mahfi Eğilmez de programda yaptığı konuşmada Satınalma Yönetici Endeksi’ne (PMI) odaklandı. Şirketlerin satın almalarından yola çıkılarak ekonominin geleceğine dair tahminlerin yapıldığını belirten Dr. Mahfi Eğilmez, “Amerika’da PMI Endeksi şu anda kritik seviye olan 50’nin üzerinde bulunuyor. Dolayısıyla bu ülkede bir resesyon beklentisi bulunmuyor. Avrupa’da ise durum farklı; PMI Endeksi 42’nin üzerinde ancak 50’nin altında. Bu da Avrupa’da ekonomik toparlanmanın uzun süreceğini gösteriyor. Çin’in PMI endeksi ise güçlü bir ekonomik performansa işaret ediyor. Ancak Çin’de de borç ve gölge bankacılık sorunları tehdit oluşturmaya devam ediyor” değerlendirmesini yaptı. Türkiye’de ise PMI Endeksi’nin 2018’de çöktükten sonra toparlanmaya başladığını ve 50’ye yakın bir seviyede bulunduğunu hatırlatan Dr. Mahfi Eğilmez, bu verinin resesyondan çıkışın sürdüğüne işaret ettiğini kaydetti.
“BU İKİ GÖSTERGE EKONOMİDE TOPARLANMAYI ONAYLIYOR”
Sanayi üretimi ve perakende satış hacminde de artışın sürdüğünü ifade eden Dr. Mahfi Eğilmez, bu iki göstergenin ekonomide toparlanmayı onayladığını vurguladı. Türkiye’nin sanayi üretiminde görülen artışı da değerlendiren Eğilmez, bu artışın kredilerdeki artış ve vergi indirimleri ile desteklendiğini, bu destekler olmazsa sanayi üzerinde çok olumsuz etki yaratacağını belirtti. Dr. Mahfi Eğilmez, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3.5 büyüyeceği ve enflasyonun ise yüzde 13 tahmininde bulundu
“AMERİKA İLE İSRAİL’İN ORTADOĞU’YA YENİ DİZAYN VERME ÇABASINI DA YAKINDAN İZLEMEK GEREKLİ”
IMF’nin dünya ekonomisinin yüzde 3.3 büyüyeceğini tahmin ettiğini belirten Prof. Dr. Çelebi, bununla birlikte Avrupa ekonomisi için sadece yüzde 1.3’lük büyüme tahmini yapıldığını aktardı. Prof. Dr. Çelebi, “Amerika ile İsrail’in Ortadoğu’ya yeni dizayn verme çabasını da yakından izlemek gerekli. Bunu göz önünde bulundurmadan ekonomiyi doğru analiz etmek mümkün olmayacaktır” şeklinde konuştu. Türkiye ekonomisinin 2020’de yüzde 4-5 civarında büyüyeceğini öngören Prof. Dr. Işın Çelebi, Türkiye’nin kendi teknolojisini yaratamadığını işsizliğin de ekonomiye dair en temel göstergelerden biri haline geldiğini ifade etti.