Dün yeni başkanıyla ilk faiz kararını açıklayan TCMB, faizleri 8 ay aranın ardından sabit bıraktı. Uzmanlar ise TCMB’nin son hamlesi sonrasında mevcut ekonomik görünüm ve dolar kuruna ilişkin değerlendirmede bulundu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), Fatih Karahan yönetimindeki ilk toplantısının ardından faiz kararını dün açıklamıştı. Buna göre TCMB, 8 ay sonra ilk kez politika faizini sabit bırakmış karar sonrasında yapılan açıklamada, "Para politikasındaki kararlı duruş, dezenflasyonun ana unsurlarından olan Türk Lirası reel değerlenme sürecine katkı vermeyi sürdürecektir" ifadelerini kullanmıştı.
Dolar kurunda 40 TL beklentisi
Dövizi çıpalamaya yönelik bu söylemin ardından uzmanlar ise dolar kuruna ilişkin tahminlerini paylaştı.
Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, konuyla ilgili paylaşımında, TCMB'nin verdiği ‘TL'deki değerlenme için kararlı duruş’ mesajı, uluslararası sermaye için olumsuz bir haber. Yani şu noktada yabancı sermaye TL'de değerlenme değil, dolar kurunun 40 TL seviyelerine çıkmasını bekliyor. Dolayısıyla Merkez Bankası'nın enflasyonu düşürmek için öngördüğü değerli TL duruşu, yabancı sermayeyi Türkiye'den daha da uzaklaştırabilir" dedi.
Mevcut para politikasının TL'nin değerlenmesini henüz sağlayamadığına işaret eden Sinan Alçın ayrıca hem bireysel hem de kurumsal yatırımcılar için TL'nin hâlâ "cazip" hale gelmediğini söyledi.
"Bankaların Türk Lirası mevduat faizleri hâlâ Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) açıkladığı enflasyonun 20 puan gerisinde seyrediyor" diyen Prof. Alçın, bu nedenle TL'ye talebin zayıf kaldığını belirterek, son birkaç haftada vatandaşların dövize olan talebinin artmaya başladığını ve bu durumun dolar ve euro kurunda yeni rekorları beraberinde getirdiğini söyledi.
Faiz indirilmeli mi, artırılmalı mı?
Merkez Bankası ise 28 Mayıs seçimlerinin ardından ekonominin başına Mehmet Şimşek'in getirilmesinden sonra, haziran ayından bu yana yüzde 36,5 puanlık faiz artırımı gerçekleştirmiş ve politika faizini yüzde 8,5'ten yüzde 45'e çıkarmıştı. Ancak aynı dönemde TÜİK verilerine göre enflasyonun da yüzde 38'den yüzde 65'e çıkması, mevcut faizin yetersiz olduğuna dair eleştirilerin artmasına neden olmuştu.
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) geçtiğimiz günlerde yayımladığı, "Para Politikası Değerlendirme Notu – VI" raporunda ise enflasyondaki artışa dikkat çekilerek, politika faizinin daha da artırılması gerektiği vurgulanmıştı.
TEPAV raporunda, mayıs ayında enflasyonun zirveye çıkmasının beklendiği belirtilerek, Merkez Bankasının politika faizini yüzde 47,5'e yükseltmesi ve bunun yanı sıra yeni sıkılaştırma hamleleri yapması gerektiği dile getirilmişti.
DW Türkçe'ye konuşan İstanbul Topkapı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu'na göre ise 31 Mart yerel seçimleri sonrasında politika faizinin yüzde 50'ye yaklaşacak şekilde son bir kez artırılması gerekiyor.
Merkez Bankası'nın faiz politikasındaki sıkı duruşunu sürdürebilmesi halinde enflasyonla mücadelede önemli bir kazanım elde edilebileceğini ifade eden Aslanoğlu, Türk Lirası'nın değer kazanması için ise Merkez Bankası'nın çok dikkatli hareket etmesi gerektiğini vurguluyor.
Yabancı ilgisi hala canlı
Uluslararası yatırım bankası Goldman Sachs ekonomistleri de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) son faiz kararının ardından bir rapor yayımladı.
Banka, TCMB’nin son faiz kararını değerlendirdiği raporda, daha önceki öngörüsünü koruyarak Türkiye’nin yılın üçüncü çeyreğinden itibaren faiz indirimlerine başlayabileceğini öngördü.
2024’te net rezervlerin pozitife dönebileceğini ve enflasyonun yıl sonunda yüzde 30’a düşebileceğini de söyleyen Goldman ekonomistleri, yabancı portföy girişleri ve daralan cari açık nedeniyle TL'deki değer kayıplarının ise gerileyebileceğini tahmin etti.
Bu gelişmelerin ortasında son birkaç günde yükselişini hızlandıran döviz kurlarında ise yeni rekor seviyeler görüldü. Buna göre dolar kuru 31,08 TL'ye ulaşırken, euro kuru ise 33,66 TL'den fiyatlandı.