Küresel hisse senedi piyasaları son yılların en iyi çeyreğini kapatmaya hazırlanıyor. Türkiye’de yükselişiyle dikkatleri üzerine çeken Borsa İstanbul’da ise yükselişi baskılayan 5 unsur bulunuyor.
Küresel hisse senedi piyasaları başta ABD ekonomisinin direnci ve yapay zeka furyasıyla son yılların en iyi çeyreğini kapatmaya hazırlanıyor. Bu kapsamda MSCI Dünya Endeksi bu yıl yüzde 8'e yakın yükselerek 2019’dan bu yana en iyi ilk çeyrek performansını gösterdi.
Aynı dönemde Türk piyasaları da yükselişiyle küresel yatırımcıların odağında yer aldı. Buna göre BIST 100 endeksi, şubat ayını yüzde 8,20 artışla tamamlamasının ardından ilk iki ay bazında küresel pay piyasalarının tamamını geride bıraktı.
Borsa İstanbul’da yükselişi baskılayan 5’li
Yılbaşından bu yana yüzde 20’ye yakın değer kazanan Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, daha sonra ise şubat ayının son haftasından başlayarak 9 bin 400 puan ile 8.700 puan arasında dalgalı bir seyir izlemeye başladı.
Endekste yaşanan çeyreklik yükselişe rağmen ise HaberTürk’ten Rahim Ak’ın aktardığına göre borsada 10 şirketin değer kaybı yüzde 30'un, 40 şirketin değer kaybı yüzde 20'nin üstünde oldu. Bu dönemde sadece 9 şirketin performansı borsadan daha iyi gerçekleşirken bu 9 şirketin ağırlığı yüzde 33 olduğu için borsa fazla değer kaybı yaşamamış gibi göründü. Peki, Borsa İstanbul’un yükselişinin önündeki engeller nelerdi? İşte borsadaki yükseliş trendinin ortasında yatırımcılarının tedirgin olmasına yol açan 5 önemli gelişme:
Seçim öncesi belirsizlik
2023 genel seçimlerinden itibaren değişen ve o günden bu yana uluslararası alanda takdir toplayan ekonomi yönetiminin ve Merkez Bankası'nın çabalarına rağmen vatandaşın önceki seçimde olduğu gibi kurun yükseleceğini düşünmesi dolar ve altına talebi artırdı. Bu durum ise borsa üzerinde olumsuz bir etki yarattı.
Buna ek olarak ocak ayında yapılan ücret artışları sonrasında başlayan zam furyası, şubat enflasyonunu bozarak ekonomide dengeleri yeniden değiştirdi. TCMB ise beklentileri aşan enflasyon rakamları sonrasında 500 baz puan faiz artırımına gitti. TCMB, 500 baz puanlık faiz artırımına gittiği toplantının ardından ise 6 yıl sonra ilk kez faiz koridorunu genişlettiğini duyurdu.
Politika yapıcıların şahin adımları ise ekonomi kurmaylarına yönelik seçim sonrası belirsizliklerin arttığı bir dönemde geldi. Ancak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son olarak Batman mitinginde yaptığı konuşmada, ekonomiye yönetimine tam destek verdiğini belirterek, ekonomide yetkin isimlerden oluşan güçlü bir kadro kurduklarını ve Mehmet Şimşek'e tam itimadı olduğunu söyledi. Atılan adımlar ise seçim belirsizliğinin piyasadaki etkisinin azalmasına yol açtı.
Mevduat ve kredi faizlerinin yükselişi
Borsayı olumsuz etkileyen ikinci konu Merkez'in faiz artırımının ardından yükselen mevduat faizinin artık borsaya ciddi bir rakip olarak görülmesi oldu. Bir takım borsa yatırımcılarının borsada risk almak yerine yüzde 60'ları bulan mevduat faizi ile garanti geliri tercih etmesinin yanı sıra yükselen kredi faizi de borsada kredili işlemlerin miktarını düşürdü.
Şirket karlarında düşüş beklentisi
Seçim sonrası kredi faiz artışı ve büyümede beklenen frenin şirket karlarını düşüreceği beklentisi de borsayı frenleyen önemli bir etken oldu. Kredi faizlerinin yükseliyor olması şirketlerin kredi maliyetlerini önemli oranda artırırken seçim sonrası para ve maliye politikaları kullanılarak yapılacak ekonomik frenin piyasada yaratması beklenen durgunluk da piyasalar tarafından şirketleri olumsuz etkileyebilecek potansiyelde görüldü.
Enflasyon muhasebesi
Piyasa uzmanlarının uzun süre şirketleri nasıl etkileyeceğini çözemediği enflasyon muhasebesinin de bilançolar geldikçe etkileri daha yakından anlaşıldı. Özellikle bilançosu geldikten sonra taban olan Petkim'in aynı zamanda endeksi de aşağı çekmesi buna en büyük örnek oldu.
Faiz artışlarına rağmen yabancı ilgisinin zayıf kalması
Diğer önemli neden ise ekonomi politikalarında önemli bir dönüşüm sağlanıp başta enflasyonu düşürmek için yüzde 8'den 50'ye çıkarılan politika faizi ve CDS gibi kalemlerdeki iyileşmeye rağmen pandemi döneminde Türkiye'yi terk eden yabancı yatırımcıların istenilen düzeyde geri dönmüyor olmasıydı. Yabancı yatırımcının yetersiz düzeyde kalması ise düşük volatilite nedeniyle borsadaki yükselişin yavaşlamasına yol açmıştı.
Ancak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından dün yayımlanan verilere göre yurt dışında yerleşik kişiler, beş haftalık satışın ardından alıma geçti. Buna göre yabancı yatırımcı, 428,8 milyon dolarla bu yılın en büyük hisse alımını gerçekleştirdi.